Ted Gibi Konuş

Ted Gibi Konuş, orijinal ismiyle Talk Like Ted kitabının yazarı Carmine Gallo. Bilinen markaların üst düzey yöneticileriyle çalışan bir iletişim koçu. Kitabı yazarken 500’den fazla Ted sunumu izlemiş, başarılı konuşmacılarla görüşmüş, sinirbilimciler, psikologlar, iletişim uzmanlarıyla röportajlar yapmış.

Ted’in açılımı; Teknoloji, Eğlence, Dizayn. TED konferansları 1984’te Richard Saul Wurman tarafından tek seferlik etkinlik olarak düşünülse de zaman içerisinde büyüyen ilgiyle yeniden şekilleniyor, gün sayısı artarak 5 güne çıkıyor.

Kitap 3 bölümden oluşuyor, her birinin 3 bileşeni var.

Ekran Görüntüsü (548)1.bölüm: Duygusal

İçinizdeki Ustayı Çıkarın

Neye tutkulu olduğunuzu belirlerken “İçimi ne şenlendirir?” sorusunu sorun. Tutku bulaşıcıdır. Eğer kendiniz ilham almazsanız, başkalarına da ilham vermeniz mümkün olmaz.

Hikâye Anlatma Sanatında Ustalaşın

10 TED Emri’nden dördüncüsü: Bir Hikâye Anlatacaksın. Hikâye anlatmak, onu dinleyenlerle aranızda derin ve anlamlı duygusal bağ kurar, beyin daha aktiftir. Fikrinize, tutkunuza ikna etmeniz kolaylaşır. Fikri bulmak kadar yaymak da mühim. Dilimlenmiş ekmek keşfedildiğinde, ilk 15 yıl kimse almamış. Varlığının nasıl bilinir kılınacağı, fikrin nasıl yayılacağı bulununca satın alınmaya başlanmış.

Bakmasını bildikten sonra herkesin bir hikâyesi vardır. Kişisel, başkalarına ait ya da ürün/marka hikâyeleri anlatırken Aristoteles’in ikna bileşenlerinden yararlanabilirsiniz. Ethos (güvenilirlik), Logos (kanıt ve veriler), Pathos (duygulara hitap). Duygusal etki olmadan, sadece mantık ikna için yeterli değil.

Hikâyenizde, özdeşlik kurulabilecek karakterler olsun. Klişelerden, moda kelimelerden, sık kullanılan metaforlardan uzak durun. Etkili hikâyeler fark yaratır. Significantobjects.com web sitesinde, yazar ürüne kısa, kurgusal hikâye eklediğinde ortalama bir ürünün fiyatı %2700 artıyor. 25 sentlik muz 76 dolara çıkarak eBay’da açıkartırma ile satılıyor.

Sohbet Edin

Bölüm; “Yapana kadar taklit etmeyin. Ona dönüşene kadar taklit edin” cümlesi ile başlıyor. Sohbet etmeyi prova edin. Prova esnasında nasıl duyulduğunuz ve nasıl görüldüğünüz önemli. İdeal hız, dakikada 190 sözcük. Hız dışında sesinin kuvveti, perdesi, duraklamalar sözlü iletimin başarısını etkiliyor. Provanızı kaydederseniz; hem siz, hem güvendiğiniz yakınlarınız izler. Erken geri bildirim almış olursunuz.

2. Bölüm: Yeni

Bana Yeni Bir Şey Öğretin

İnsan beyni yeniliği seviyor. Sunumlarda alışılmadık öğelere yer vermek ilgi çeker. Yeni ve heyecanlı hâle getirilen bilgiler dopamini artırır, böylece öğrendiklerimiz aklımızda kalır. Fark edilmek için herkesin gördüğüne, sıradan olana değil, kitapta yazdığı gibi beyni öngörülebilir algılamalardan çıkmaya zorlayan yöntemlere yönelin. Dikkat çekin, sıkıcı olmayın ki anlattıklarınız uçup gitmesin.

Sunum başlığınız Twitter-dostu olsun. 140 karakteri (artık değişse de eski karakter sınırı 140 idi) aşmayın. Bilinmesini istediğiniz şey başlıktan anlaşılmalı.

Ağızları Açık Bırakan Anlar Yaratın

Duygu yüklü olay yaşadığımızda yine dopamin salgılanır. Hafızamızda kalması ve daha canlı hatırlamamız olasıdır. Bill Gates, konuşmasında sıtma hastalığıyla ilgili mesaj verirken yanında içerisinde sivrisinek olan bir kavanoz var. Onları, salona bırakacağını söylüyor. Konuklar ilk önce gerilse de sineklerin sıtmasız olduklarını öğrenince rahatlıyorlar. “Sadece yoksul insanların bunu deneyimlemesi için bir sebep yok.” diyor. Çok izlenen, paylaşılan, yıllar sonra da hatırlanan bir sunum.

Ekran Görüntüsü (549)

Neşelenin

Beyin; yeniliğin dışında mizahı da seviyormuş ve ikisi birleştiğinde “sunum altını” elde ediliyormuş. Mizah, güçlü bir iletişim aracı. Mesaj iletimini kolaylaştırıyor ve insanları kaynaştırıyor. Fıkra anlatmadan komik olunması tavsiye ediliyor.

3. Bölüm: Akılda Kalıcı

18 Dakika Kuralına Bağlı Kalın

Beyin, yeni bilgileri öğrenirken enerji yakar. Eğer çok uzun, karmaşık bir sunum yapmayı tercih ederseniz, izleyicilerinizin glikoz kaybı fazlalaşır. Düşünmeye zaman bırakacak kadar süren bir sunum yapın. İdeal süre 18 dakika. Süre uzadıkça kavramsal yük ve bitkinlik artar. İzleyiciler de anksiyete yaşayabiliyormuş. İsmi; dinleme performansında durum anksiyetesi. Çözümsel dinleme, hatırlanacak bilgilerin çoğalması, dinleme sonrası soru sorulacağının bilinmesi gibi nedenler stres yaratıp tüketici olabiliyormuş.

Üç Kuralı, yani üç parça bilginin daha net hatırlanması kuralını kullanabilirsiniz. Yazar 3 ana bölümü, 3 alt başlığa ayırmış.

Çoklu Duyusal Deneyimlerle Zihinsel Bir Resim Boyayın

Birden çok duyuya hitap edin. İşitme, görme ve hissetme sunumunuzda yer alsın. Görme için; sunumunuzu görselleştirin. Metin yerine resimler öne çıksın. Titanik kâşifi Robert Ballard 57 slaytında hiç metin yokmuş. Sanatçı yorumları ve fotoğraflar varmış. Duymada, sesinizi nasıl kullandığınıza dikkat edin. Hissetme için, sahne malzemeleri kullanın. Orada olmamanın, o hikâyeyi yaşamamanın nasıl hissettirdiğini gösterin. Stacey Kramer, golf topu büyüklüğünde tümörünün hikâyesini hediye paketinden yararlanarak anlatıyor.

Şeridinizde Kalın

Sahte davranmayın. En gerçek hâliniz olun, yani kendiniz. Maske takmaya çalışmayın. İnandığınız, içselleştirdiğiniz şeyleri aktarın. Açıklık ve özgünlükle kendi şeridinizi oluşturun.

Fikirlerin yirmi birinci yüzyılın geçer akçesi olduğu belirtilmiş. Kitap, fikrini, ürününü, hizmetini satmak isteyen herkes için. Farkındalık ve yeni başlangıçlar yaratmanın tek bir yol yok. Hangi yolu seçerseniz, o bölümün uygulamasına ağırlık verebilirsiniz. PowerPoint slaytı olmadan da ilham vermek mümkün.

Kitabı okuyunca, bahsedilen Ted konuşmalarından ilgimi çekenleri izlemeye başladım. Kaynakça listesinin olması, makalelere rahat ulaşmanızı sağlıyor. Yapılan bazı anketlere göre; insanlar ölmekten daha çok topluluk önünde konuşmaktan korkuyormuş. Etkili sunum yapmak öğrenilebilir. Hele bu kitabı okuduktan sonra 🙂 Tutkunuz, adım atacak gücünüz, provalarınız gereken teknik bilgiyle birleşince paylaşmaya değer fikirlerinizi paylaşmanız çok uzun sürmeyecek.

 

Keyifli okumalar,

Pınar Şahin

 

Ek olarak; hoşuma giden bazı alıntılar:

“Zamanınız kısıtlı, bu yüzden onu başka birinin hayatını yaşayarak harcamayın.” , “Başkalarının düşüncelerinin gürültüsünün kendi içsesinizi boğmasına izin vermeyin. Ve en önemlisi, yüreğinizi ve sezginizi izleme cesaretini gösterin. Onlar bir şekilde gerçekten ne olmak istediğinizi bilirler.” (Steve Jobs)

“Ortak bir amaç için kolektif bir tutkuyu paylaşan insanlarla çevrelendiğiniz zaman her şey mümkündür.” (Howard Schultz)

“Eğer basit bir şekilde anlatamıyorsanız onu iyi anlamamışsınızdır.“ (Albert Einstein)

 

Yorum bırakın